Bir köşede bir yazı yazmak..

Okuyana ulaşmak okumayana da dokunmak...

Aslında güncel konular hakkında yazmak gerekebilir ancak dünya insanlık tarihinin ufacık bir dilimine ait iken ne kadar kıymetsiz olduğumuz aşikar.

Samanyolu galaksisinin yüz milyar gezegeninin birinde 50 bin yıllık insanlık tarihinin  bugününü çok maksimize etmeye  gerek yok! 

Güncel konular çok geçicidir!

Siyaset, Spor veya ekonomi hakkında ilerde birkaç nutuk atarız..?

Şimdi benim için önemli bir husus var 80ler 90lar 00lar yani milenyum hatırlıyoruz hatıralarımızın sahibi yıllar... 

iyiden kötüye...>

Eskiden yeniye...> 

Nerde o eski bayramlar da değil aslında nerde o eski sıkıntılar ? Hastahane de Eczane de sıra beklemek, Fırından 5 açık ekmek al biberleri unutma! tepsiyi kafada taşımak, ansiklopedi de birşeye ulaşabilmek, yağmurda trafoların patlaması , eski arabalarla  tek şerit yollarda köye gitmek, TV’nin kısıtlı yayınları, çamurlu okul yollarını pantolonu kirlete kirlete  geçmek, Kıyafet alabilmek ama bayramdan bayrama.. 

Saza niye gelmedin söze niye gelmedin’i tekrar dinleyebilmek için kaseti çıkarıp şerit silindirine  tükenmez kalem sokup geriye sarıp 

Tekrar takıp dinlemek..(yazmak bile uzun ve zor

bir ayakkabı ile yılları tüketmek delik ayakkabıya taban taktırmak

Herşey geçer herşey biter ama bazı acılar ile güzel anılar ilelebet Yaşar.

Güzel olan şeylerin kıymeti zorlukların çokluğu demek ki! Mutluluğun sebebi zorlukların sonu

Şimdi herşey bir telefon kadar yakın Müslüm Gürses şarkıları da nöbetçi eczane de inek şaban filmi de yemek sepeti de kıyafet siparişi hastane de bilgide ilim de astroloji de herşey bu kadar kolay iken ne mutlu edecek ki bizi?

Zor güzeldi, kolay basitleştirdi.

Ucuz oldu pahalar